Astım: Solunum sisteminin alerjik hastalığıdır.
Rinit: Burun, burun arkası (post nazal) siteminin hastalığıdır.
Konjonktivit: Göz ve çevresindeki alerji hastalığıdır.
Dermatit ve Ürtiker: Cilt’in alerjik hastalığıdır.
Alerjik hastalıklarının kökeninde, bebeklik ve çocukluk çağında oluşan intoleranslar bulunmaktadır.. 0 - 3 yaş aralığında bağışıklık sistemimiz henüz tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle, bağışıklık (immün) sistem hücreleri ve dokularımız; bakteri - virüs parazit ve antijen ayrımını yapamadığı için, tüm olumsuz etkilere karşı aynı (yani standart) reaksiyonu gösterir ve bilinçsizce saldırır. Bu durumda, genel olarak hedef organda enfeksiyon benzeri ateşli hastalıklar oluşturur.
Bebeklik ve çocukluk çağındaki hastalarda, gereken bu ayrımı yapamayan hekimler, bu reaksiyonu enfeksiyon gibi görüp antibiyotik ile tedavi yolunu seçebilir. Bunun sonucunda, zaten yetersiz olan boğaz ve bağırsak florası gibi vücudu dış enfeksiyon ajanlarından koruyan probiyotik adını verdiğimiz faydalı bakteriler yok olur.
Hastalığa maruz kalan çocuk yaştaki birey; patojen adı verilen ajanlara (yani virüs - bakteri - parazit) daha açık ve savunmasız hale gelir. Bozulan bağırsak ve boğaz florası sonrasında; geçirgen bağırsak sendromu ve bozulmuş boğaz florası nedeniyle daha çok alerjen ve patojen (yani virüsler - bakteriler - parazitler) doku sistemine kolaylıkla girer.
Bu sayede, alerjen madde sayısı artmakla beraber, enfeksiyon yükü de artmaktadır.
6 yaş civarındayken, bağışıklık sistemi gelişimi, artık erişkin düzeye geldiği için immün sistem dış etkenlere spesifik (sadece bir türe özgü olan) yanıtlar verir..
Bakterilere, virüslere, parazit ve alerjenlere karşı özel hücreler geliştirir. Artık çocuk daha az hasta olur ancak hedef organlarda alerjik maddelerin yarattığı reaksiyonlar ve hasarlar ‘bulgusuz ilerleyerek’ devam eder. Çocuk 9-10 yaşlarına kadar böyle idare eder. Genç ve erişkin yaşa gelindiğinde ise durum biraz daha farklılaşır.. Burada hedef organda oluşmuş kronik hasarlar sonucunda, doku fizyolojik yapısını kaybeder.
Erişkin yaşla birlikte oluşan psikolojik travmalar, alerjiye başka bir boyut kazandırır. Bu duygusal travma uyarıları, hedef dokuda alerjen maddeymiş gibi aşırı reaksiyonlar verir. Kısaca duygusal travmalar alerjik reaksiyonu daha da şiddetle uyarır.
Erişkin alerjisi bu yüzden psikosomatik bir hastalık halini alır. (Psikolojik reaksiyon kaynaklı beden sağlığı durumudur, denebilir.)
Çocuk ve bebeklerde 4-8 seanslık tedaviler ile başarılı sonuçlar alınır. Bu yaş grubunda sadece alerjenle hedef doku ve immün sistem hücreleri reseptörleri arasında oluşan patolojik bağ tedavi edilir. Bu tedavi sonucunda, vücudun enfeksiyon yükü de azaltılır. Çocuk kolay kolay hasta olmaz ve çocuğun bağışıklığı düzelir.
Burada tedavi edilecek üç unsur vardır.
Dr. Murat Besler Kliniğinde; erişkin alerjik hastalıklarda, hastanın yaşına ve hastalığın şiddetine göre, 10 ila 15 seans aralığında bu tedaviler başarıyla gerçekleşir. Tedavide her seansta test yapılır ve alerjenler ayrıca test edilir. Kişiselleşmiş programlarla bu tedavi; her seansta kişiye özgü olarak yeniden ayarlanır. Tedavi sonlandığında, aylık kontrollerle hasta takip edilir.